25 Şubat 2010 Perşembe

Her Göt Silinmeyi Hakeder - 2

Çaresizdim. Pipimden damlalar akmayı bırakalı yıllar olmuştu ama götümden hala boklu damlalar akıyordu. Yukardan aşağıya damlaların süzülüşlerini hissedebiliyordum. Hafif gıdıklandım. Keyfim yerinde olsa gülebilirdim ama şu anda çok sinirliydim. Bu benim sorunum değil diye düşündüm. Bana kuru fasulyeyi zorla yediren annemdi. İlk başta anneme meseleyi hiç açmasam mı diye düşündüm. Aklıma türlü türlü şeyler geliyordu. Ellerimle götümü silip silip yandaki çeşmede yıkasam mı diye düşündüm. Ama nasıl kurulayacaktım? Hayır, bu benim sorunum değil, annem yedirdi fasulyeyi bana. "Annee bittiiii" diye bağırdım. Yıllar sonra annemi bu şekilde çağırmaktan hiç utanmadım. Annem kapıyı açtı ve şaşkın gözlerle bana baktı. Bağırarak; "Bu iş senin bokun! sen temizleyeceksin!" dedim ve götümü döndüm. Kafamı geriye çevirip suratındaki ifadeyi görmek istedim. Tepkisizce bakıyordu. Anlam veremedim ve boklu göt görmeye alışık heralde diye düşündüm. "Sen burda kal arabada peçete var mı bakayım" dedi ve uzaklaştı. Yine kaybettim diye düşündüm, alaturka beni yine alt etmişti. Bu sefer kendi kaleme kendim gol atmıştım aslında. Normalde, çorabıma azıcık işemek dışında kusursuz hareket etmiştim. Deliği de tutturabilmiştim. Alaturkaya bakıp tükürdüm. Götümü temizleyemiyorum bari altımdaki pisliği temizliyim dedim. Yandaki kovaya su doldurup sağa sola dökmeye başladım. O sırada tuvalete biri girdi, annem diye düşündüm. Elimdeki kovayı tam boşaltacaktım ki, kapı açıldı. Çekirge pozisyonunda, götüm hala kapıya doğru dönüktü. Kafamı çevirdim ve göbekli, pos bıyıklı bir adamla karşılaştım. Muhtemelen kamyoncuydu. Adam götüme kitlendi. İçimi korku sarmıştı. Bakışlarından hiç hoşlanmadım. Suratında muzipçe bir gülümseme belirdi. Babam acaba bu adamı dövebilir mi diye düşündüm. Suratımdaki kararlı ifadeyi hiç bozmamaya çalıştım. Babaaa diye bağıracaktım ki, adam; "Sahici sıçmışsın, genzimi yaktın ufaklık. Çok sağlam bir nesil yetişiyor helal olsun! Sizler sayesinde Türkiye dünyanın ağzına sıçacak! Herkes götümüzü yalayarak temizleyecek!" dedi. Anlam veremedim. Neyse, ne derse desin, çok sıkışmanın ardından sıçmış gibi rahatlamıştım. O anın gerginliğiyle adama; "İyi veya kötü diye bir şey yoktur, sadece düşünceler onu öyle yapar" diyerek mütevaziliik yaptım. Sonra yandaki alaturkaya geçti. "Pıfff" efektiyle sessizcene çok fena saldı. Kemerinin sesini duydum. İşini bitirdi diye düşündüm. Ayrılıyordu. Adımlarının gölgesini kapının altından görebiliyordum. Sağa doğru çıkış kapısına ilerlerken bir anda benim önümde durdu. Gerildim. Adam kapıyı açtı ve "amcana göster bakıyım pipini" dedi. Ayağa kalktım ve döndüm. En rezil durumundaydı pipim. İçeriye büzüşmüş, sahibinden korkan kuş gibi kafesinin köşesine kaçmıştı. Adam ciddi bir tonla; "Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur" dedi ve ayrıldı. Bu kadarı da fazlaydı ama! Bir an "Sikery Muvi 5"'i çekiyoruz sandım. En sonunda annem geldi. Çok dolmuştum ve anneme sarılıp ağlamaya başladım. Çıplaktım. Pipim annemin montuna sürttü, huylanıp geri çekildim. Götümden kahverengi damlalar bacaklarıma doğru inmeye başladı. Gıdıklandım ve gülmeye başladım. Sinirim çok bozulmuştu, en az kızgın bir Rambo kadar. Annem "Hepsi geçicek" diyerek beni teselli etti. Elinde iki adet üzerinde "Canım Petrol" yazan sarı bezle geldi. Çeşmeye tutup az ıslattı. Önce bacaklarımdaki damlaları sildi, sonra da götümü. Aşağıdan yukarı. Bu duyguyu en son 6 yaşındayken yaşamıştım. Kendimi çok genç hissediyordum ama bu benim için iyi bir şey değildi. Aksine kendimi bok gibi hissediyordum. Annem boklu bezi kovanın içine attı ve kuru bezle götümü kuruladı. Donumu ve pantolonumu giydirdi. Nihayet bu boklu mekandan kurtuluyorduk. Babamı gördüm. O adamla konuşuyordu, kamyoncu olduğunu düşündüğüm. Babam beni yanına çağırdı. Adam "oğlunuzla gurur duymalısınız" tarzında saçma sapan şeyler söylüyordu. Bence bariz bir şekilde benle taşak geçiyordu ama babamın gözleri yaşardı. Adam yanağıma iki tane yavaşca şaplatıp, AMG Mercedes Sl65'ine binip uzaklaştı. Mercedesin olmuş ama adam olamamışsın dedim içimden. Babam o sırada bidona benzin koyuyordu. 2. "Canım Petrol" bezini alabilmek için 100 milyonluk daha benzin almak zorundaymış ama depo dolmuş. Ailemin o gün benim için yaptığı fedakarlıkları hiçbir zaman unutamadım. O günden hatırladığım son şey, -arabaya binince farkettiğim- sağ ayağımdaki beyaz olması gereken sarı çoraplarımdı...

İşte o gün tuvalet kağıdının önemini kavradım. Ben götümü silecek tuvalet kağıdı bulamazken, silinmek her götün en doğal hakkıyken, insanlar maçlarda bunu sahalara atıyor diye öfkelendim. 10 yaşındayken gerçirdiğim bu travmanın etkisinden kurtulabilmek için 4 sene boyunca psikologa gitmek zorunda kaldım. Etkisi tam geçti derken 16 yaşında yine bir klozette tuvalet kağıtsız kalmıştım...

-To Be Continued-

Hiç yorum yok: