16 Mart 2010 Salı

Sümük

yine her yer simsiyah. birisinden tuhaf sesler geliyo. galiba babamdan. ben bişey göremiyorum çünkü çevrem sarılı. sadece yukarı bakabiliyorum. çok sıkıcı. tepemde aptal 4 tane dönen bişiler var. bi defasında babamın ağzından ses çıkarma olayını canlı görme şerefine nail oldum. gözleri kapalı, ağzı yarım yamalak açık hır hor sesler çıkarıyo. anlatılamaz bişey. iğrenç bi gürültü gibi. galiba beni güldürmeye çalışıyo ama hiç komik bulmuyorum. arada kendisine çıkardığın o ses ne diye soruyorum ama bana ugucuk bugucuk diye salak salak şeyler söyleyip malca hareketler yapıyo. gerçi bunu bana iletişime geçmeye çalıştığım herkes yapıyo. bana karşı insanların hareketleri çok salakça ama nedense gülesim geliyo. zaten herkeste bir ce-eee hareketi var. bazen dayanamayıp gülüyorum aptallıklarına. orjinal olun azcık bi şeye 100 defa gülünmez. bide ben gülünce bi bok becermiş gibi seviniyolar. her neyse. şu anda daha önemli bir derdim var. canım inanılmaz sıkılıyo. her yer simsiyah.

üstümede kat kat şeyler dolamışlar. götüm terledi ya. yoksa kakanın ıslaklığı mı var götümde? bilmiyorum ama sanki koku yok gibi. rahatsızda olmuyorum zaten. sebebini bilmiyorum ama bezimi değiştirirlerken kendimi çok aşağılanmış hissediyorum. zaten annemde değiştirirken pek mutlu gözükmüyo. hep ilk açtığında suratını filan buruşturuyo. ben orda ne olduğunu henüz göremedim ama bu bok denilen şeyi insanların sevmediğini anladım.

ağlasam mı ne yapsam ya? canım çok sümüğümü yalamak istedi. ne zaman sümüğümü yalamak için ağlamaya kalkışsam herkes beni güldürmek üzere seferber oluyo. babam kafasını göbeğime getirip döndürüyo. en çok buna gülüyorum. aslında gülmek istemiyorum çünkü sümüğüm geri gidiyo ama huylanıyorum napıyım gülmeden edemiyorum. o yüzden en mantıklısı her yer karanlıkken ağlamak. hem güldürmeye çalışmıyolar hemde onlar yanıma gelene kadar çok vakit geçiyo. tuhaf bi şekilde babamdan gelen har hor seslerde kesiliyo. sebebini bilmiyorum. her neyse ben ağlamaya başlıyım.

hissediyorum iniyo. dilimi uzatıyorum. muhteşem bir tat. anlatılamaz. annemin bana yedirmeye çalıştığı şeylere on basar. zaten çoğunu kusuyorum çünkü iğrenç. bide uçakmış bişimiş filan aptal aptal konuşuyo. her seferinde aynı numara yapılırmı ya? bana bebek muamelesi yapmalarına tahammül edemiyorum. hem bi defa gördüm babamda sümüğünü yalıyo. aslında yalamak denmez. önce parmağını burnuna sokuyo. sonra sümüğü çıkartıp parmakları arasında yuvarlıyo. sonrada hüp ağzına. bazende koltuğun yada masanın altına filan yapıştırıyo. bende yapabilmeyi çok isterdim. ellerim serbestken hep deniyorum ama burnuma nedense ulaşamıyorum. burun deliğim çok küçük bi türlü tutturamıyorum. annem yüzümü görünce kızıyo. suratımı tırmalıyomuşum neymiş. lan malmıyım ben niye kendime acı çektiriyim? bi amacımız var anla işte gerizekalı. sonrada elime aptal bi eldiven geçiriyolar. sonrada bi bok yapamıyorum. onlar eldiven taktıkça daha çok ağlıyorum çünkü sümüğe bi şekilde ulaşmam gerekli. aha babamın seside kesildi. galiba yanıma gelcekler. niye beni rahatsız ediyolarki ya? rahat bırakın adamı. bi sümük zevkimiz var. ondanda mahrum bırakmayın.

al işte yine başladık. annemin kucağında bi sağa bi sola gidiyorum. gözlerim kapanmak üzere. sanki ben uyumak istiyorum. bana hiç sordunmu? orospusun sen orospu! ne demek bilmiyorum ama annem babama heryer karanlıkken bazen böyle bişeyler diyo. sanki kızgınmış gibi. bide suya elimde vurduğumda çıkan ses gibi şap şap sesler geliyo. annemde ağlıyo gibi sesler çıkarıyo. galiba aile içi şiddet var ama bilmiyorum. neyse siktir et. uyicam dayanamıyorum...

Hiç yorum yok: